Bodrum Yarımadası, sadece Halikarnassos (bugünkü Bodrum merkezi) ile değil, onlarca antik kentin zengin kalıntılarıyla da adeta bir açık hava müzesidir. Pedasa, Telmissos, Termera, Aspat Kalesi, Müsgebi, Eski ve Yeni Myndos, Uranion, Madnasa, Sibda (Side), Syangela ve Thaengela gibi yerleşimler, özellikle Leleg medeniyetinin izlerini taşımaktadır. Bu antik yerleşimlerin çoğu, MÖ 4. yüzyılda Halikarnassos Kralı Mausolos tarafından stratejik amaçlarla yeniden yapılandırılmış ve güçlendirilmiştir.
Halikarnassos Antik Kenti
Bugünkü Bodrum Kalesi’nin üzerinde yükseldiği küçük yarımada, eskiden Zephyria adında küçük bir yerleşimmiş. Tarihsel kaynaklara göre kent, Troezenli Poseidon’un oğlu Anthes tarafından kurulmuştur. Bölgeye sırasıyla Aioller, İyonlar ve Dorlar yerleşmiş ve altı kentin birliğiyle güçlü bir bölgesel yapı oluşmuştur. Kent, özellikle Karya Kralı Mausolos döneminde önemli bir liman kenti haline gelmiş, etrafına güçlü surlar inşa edilerek Helen kültürüne uygun olarak büyütülmüştür. Tarihin babası olarak bilinen ünlü tarihçi Herodot’un doğduğu kent olarak da dünya tarihinde özel bir yere sahiptir.
Pedasa Antik Kenti
Bodrum merkezinin yaklaşık 4 kilometre kuzeyindeki tepelerde yer alan Pedasa, tarih tutkunları için eşsiz bir doğa yürüyüşü ve keşif fırsatı sunuyor. Araç yolu bulunmadığı için ancak yürüyerek ulaşılabilen kentte, iç kale kalıntıları ve surlar dikkat çeker. Pedasa’nın çevresindeki tepelerde ise Leleglere özgü, kümbet biçimli mezar yapıları görülebilir. Bölgede yapılan araştırmalar, buranın önemli bir savunma noktası olduğunu göstermektedir.
Telmissos Antik Kenti
Gürece köyü yakınlarında bulunan Telmissos, Turgutreis yolunda Bodrum’dan yaklaşık 10 km uzaklıktadır. Helenistik döneme ait burç ve sur kalıntıları halen ayaktadır. Antik çağın ünlü tarihçisi Herodot, buranın Apollon’a adanmış önemli bir kehanet merkezi olduğunu aktarsa da günümüzde tapınaktan iz kalmamıştır.
Müsgebi (Ortakent)
Ortakent bölgesinde bulunan Müsgebi, Leleg kültürünün önemli merkezlerinden biridir. Yapılan kazılarda Miken uygarlığına ait değerli çanak çömlekler bulunmuş, bu da bölgenin ticari anlamda ne kadar önemli olduğunu kanıtlamıştır.
Aspat Kalesi ve Termera Antik Kenti

Aspat Kalesi, Akyarlar yakınlarındaki konik tepede, eşsiz bir manzaraya sahip savunma kalesidir. Buradan biraz içeride bulunan Termera antik kenti ise Asarlık Tepesi üzerindedir. Termera’dan günümüze çok az kalıntı ulaşmıştır. İç kalenin yıkıntıları ve sur kalıntıları görülebilir. Bölgeye ulaşım kısıtlı olup, yürüyüş yapmak gereklidir.
Eski ve Yeni Myndos
Leleg dönemine ait Eski Myndos, günümüz Kadıkalesi bölgesinin yakınındaki Bozdağ Tepesi üzerinde bulunur. Yaklaşık bir saatlik yürüyüşle ulaşılan bu antik kentte sur duvarları ve kare planlı yapı kalıntıları hala görülebilir. Kent halkı, Kral Mausolos’un döneminde sahil kenarında yeni kurulan ve bugün Gümüşlük olarak bilinen Yeni Myndos’a yerleştirilmiştir. Yeni Myndos’un günümüze ulaşan kalıntıları azdır, ancak Gümüşlük’ün girişindeki kaya mezarları ve Tavşan Adası’ndaki sur kalıntıları dikkat çeker.
Uranion Antik Kenti
Yalıkavak’ın yakınlarındaki Geriş Köyü üzerinde bulunan Uranion, etkileyici sur ve anıt mezar kalıntıları ile bilinir. Leleg döneminin tipik savunma anlayışını gösteren kalıntılar, bölgenin önemini ortaya koymaktadır.
Madnasa ve Sibda
Türkbükü ve Gölköy bölgelerinin tepelerinde Madnasa (Kökpınar Tepesi) ve Sibda (Karadağ) antik kentleri bulunmaktadır. Kalıntılar çoğunlukla savunma surları ve burçlardan oluşmaktadır. Özellikle Sibda’ya yapılan yürüyüşler, ziyaretçilere muhteşem Bodrum manzaraları sunar.
Syangela Antik Kenti
Çiftlik Köyü Alazeytin mahallesi üzerinde yer alan Syangela, zeytinliklerle çevrili tepenin doruğunda kurulmuştur. Surlar, evler ve çeşitli yapı kalıntılarıyla dikkat çeker. Kentten Gökova Körfezi ve Orak Adası’nın panoramik manzarası seyredilebilir.
Thaengela Antik Kenti
Pınarlıbelen yakınlarında, Etrim Köyü’nün üst kısmında yer alan Thaengela, Mausolos’un Syangela halkını yerleştirdiği yeni bir kenttir. Bölgede Helenistik mimarinin güzel örnekleri görülebilir. Sur kalıntılarının yanı sıra, stadion kalıntıları, anıt mezarlar, kamu yapıları ve sarnıçlar ziyaretçilere eşsiz bir tarih ve arkeoloji deneyimi sunar. Alan oldukça dik ve ulaşımı zorlu olduğundan, rehber eşliğinde gezilmesi tavsiye edilir.
Bodrum Yarımadası’ndaki antik kentler, tarih tutkunları ve doğa yürüyüşlerini sevenler için keşfedilmeyi bekleyen gizli hazinelerdir. Bu eşsiz yerleri ziyaret ederken, tarihin derinliklerinde bir yolculuğa çıkacak ve yarımadanın benzersiz manzaraları eşliğinde unutulmaz anılar biriktireceksiniz.